Bugün 2019’un son günü...
Hepimiz 2019’un bir muhasebesini yapmalıyız.
İşletmeler yıl sonundan kısa süre önce, mutlaka ‘envanter’ çıkartıp sayım yaparlar.
Bu aslında o işletmenin ya da kişinin ‘saçının, sakalının ak mı, yoksa kara mı’ olduğunun resmidir.
Bizim dinimizin?Ulvi Peygamberi de ‘Bir günü diğer gününe denk olan kayıptadır’ buyurmuyor mu?
Yine ‘Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya, yarın ölecek gibi ahiret için çalışın’ talimatı bizim inancımızın gereği degil mi?
O halde hepimiz tıpkı işletmeler gibi bir envanter çıkartacağız, bilançomuzu bakacağız. Bilançolarımızın aktifi-pasifi nasıl onun muhasebe ve murakebesini yapmamız gerekir. Tüzel kişilerde madde, gerçek kişilerde mana odaklı ayrıca bir muhasebe yapılmalı...
Her işletme nasıl ki bir mali tablo ile kar- zarar fotoğrafını ortaya koyuyor, hatta yeni yılı planlıyorsa, bizim de ferdan ferda 2019’un madde ve mana ölçüsünde muhasebesini iyi yapmamız gerekir.
Tıpkı Üstad’ın dediği gibi, ‘başımızı iki elimizin arasına alıp, ben neyim, bu hal neyin nesi?’ sorusunu geride bıraktığımız 2019 için sormalı ve 2020 için de bir teslimiyetin ötesinde tedbirli davranarak daha güzeli, daha iyiyi yakalama adına gerekli adımları atmalıyız...
Aslında yukarıdaki genel değerlendirme ile söyleyeceğimizi söyledik. Detaya gerek yok. Ama illa ki uzatalım diyorsak, insanoğlu geride bıraktığımız yılı, ‘yaradılış gayesine ne kadar uygun’ geçirdiği sorusuna cevap aramalı.
Ve... O sorunun cevabını bulduktan sonra, 2019’un kazanımlarını 2020’de de sürdürebilmek, hatta taçlandırmak için planlama yapmalı. Yoksa negatif bir fotoğrafla karşı karşıya ise, ‘Müslüman, yılana aynı delikten iki kez sokulmaz’ misali mutlaka 2020’nin tedbirini almalı. Bu tedbiri almaz isek, 2019’un fotoğrafını net olarak ortaya koyup yeni yıl için gerekli adımları atmaz isek, bilin ki bir yıl sonra dövünürüz. O zaman da ‘atı alan?Üsküdar’ı geçmiş’ olur.
Yılın muhasebesini yapmayı sakın ha ‘yılbaşı kutluyor’ gibi filan görmeyin.?Nasıl ki evinizde, işyerinizde bir gününüzü planlıyorsanız, mutlaka yeni yılı da geçmiş yıldan ibret alarak öyle planlamanız lazım. Yok ‘benim planla filan işim olmaz, olduğu kadar’ mantığı ile hayat sürüyor veya işletme yönetiyorsanız, bilin ki hüsrandasınız...
Ve hiçbirimiz ihmalimizi, tembelliğimizi, tedbirsizliğimizi ‘kader’ yaklaşımı ile (muhal farz) Yaradan’a ihale edemeyiz...
Konumuz kazaya- kadere iman değil. Ama inanmışsak hepimiz ‘kaza-i mübrem ve kaza-i muallak’ın ne anlama geldiğini, özellikle muallakta olan kazanın tedbirle değişebileceğini bilmeliyiz.
Son cümleler...
İslam coğrafyası adına üzülüyorum. Her biri perem perem olmuş ülkeler. Çoğu devlet başkanları adeta birer kukla... Ve bizim coğrafyamız maalesef batının 15. asra kadar yaşadığı mezhep ve batıl inançlarla birbirini yiyor...
Aslında bunun sebebi belli. İnandığımızı söylememize rağmen, gerçek manada inandığımız gibi yaşamıyoruz da ondan.
Helal- haram ölçüsünü kaybettik de ondan...
Gerisi lafı güzaf...
Yeni yılın şahıslarımız, ailelerimiz, şehrimiz, ülkemiz, İslam coğrafyası ve insanlık için hayırlara vesile olmasını dilerim.
CENAZE HOCALARINA...
Din adamlarımızın hiçbirine saygısızlık etmem; etmek istemem. Onların işgal ettiği makamların?‘Peygamber postu’ olduğuna inanırım da ondan. Hocalarımızdan bir istirhamım var, özellikle cenaze define yönelik bir rica...
Pazar günü bir arkadaşımın annesinin cenazesine gittim. Erkilet mezarlığında lapa lapa kar yağıyor. Mezarlığın içi kar yağışı nedeniyle çamur. Burası yeni oluşan bir mezarlık. İnsanların az bir bölümünün şemşiyesi var. İşi gücü rast gelsin hocaefendi Yasin-i Şerif’i okudu, sonrasında uzattıkca uzattı. Talkın faslı da öyle...
Elbette bir cenazenin defni esnasında ve sonrasında yapmamız gerekeni yapacağız. Eyvallah. Ama dua faslında dönüp dönüp, ‘Benim oğlan bina okur, döner döner bir daha okur’ misali güya Yaradan’a nidayı uzatırsak size ‘amma da derin hocaymış’ diyeceklerini mi sanıyorsunuz. İnsanlar kar, yağmur altında ve ayakta beklerken yapmamız gerekenin asgarisi ile niye yetinmeyiz bilmiyorum ki...
Mezarlardaki din görevlileri sanmıyorum ki belediyelerin kadrolu imamları olsun. Genellikle cenaze yakınları tarafından bu işe memur kılınmış, ya mahalle caminin imamı ya da bir tanıdık.
Havalar velev ki yağışlı, soğuk vs değil. Eğer bir cenaze başında din görevlisi dua faslını çok uzatırsa cemaatin ağırlıklı bölümü ne diyor biliyor musunuz? Cenaze sahibi hocayı memnun etmiş.
Her işte olduğu gibi, lütfen bu işte de ölçüyü kaçırmayalım.
Mış… Miş… Muş…
00- 2020 siyasi partilerimiz için kongre yılı olacakmış.
00- Mustafa İlmek’in AK?Parti’ye geçmesine MHP’deki bazı isimler de alttan alta tepkiliymiş.
00- CHP’de muhalifler il başkanlığı için Ümit Özer’in karşısına tek adayla çıkma konusunda uzlaşmış.
00- Belediyeler önümüzdeki yıl temel atmaya başlayacakmış.
00- Belsin-Şehir Hastanesi Raylı Sistem Hattı şubat ayında ihaleye çıkıyormuş.
00- Erciyes Kayak?Merkezi ile ilgili Büyükşehir?Basın-Yayın destekli canlı yayınlar ve sosyal medya paylaşımları şehir ve yurt dışından takdirle takip ediliyormuş.
00- 2019’u planlandığı gibi başarılı kapatan Erciyes?Anadolu Holding 2020’yi her alanda daha iyi geçirme hasabı yapıyormuş.
KULİS BULVARI
AK PARTİ’NİN VERMEK İSTEDİĞİ MESAJ
AK Parti İl?Danışma Meclisi toplantıları genellikle Melikgazi Belediyesi Nikah Salonu’nda yapılırdı. O salon yanılmıyorsam 300 kişilik. Son toplantının mekanı Kadir?Has Kültür?Merkezi’ydi. Burada da bin 200 koltuk var. Diğer salona kıyasla burası 4 kat daha büyük. Peki AK?Parti son toplantıyı niye burada yaptı? Bu, sadece ‘İncesu Belediye Başkanı Mustafa İlmek’in partiye katılışından sonraki ilk toplantı’ diye izah edilemez. Muhtemel ki AK?Parti İl?Başkanı ve kurmayları kamuoyuna bir mesaj vermek istiyor. Davutoğlu’nun partisini kurduğu, Babacan’ın partisinin?‘yolda’ olduğu bir süreçte, Şaban?Çopuroğlu ve kurmayları, hem İlmek’in transferi hem de tıklım tıklım doldurdukları salonla, ‘Yel kayadan ne alır ki’ mesajı vermek istiyorlar bence. Bu bir siyasi algı metodu. Eyvallah. Ama Çopuroğlu ve ekibinin aynı çoşku ve kalabalıkla, sokağın nabzını da tutmaları gerekiyor. O takdirde verilmek istenen mesaj yerine ulaşır.