Salıyı çarşambaya bağlayan gece 02: 00’de otobüsle Ankara’ya gittim. Çarşamba günü Küresel?Medya Konseyi’nin yönetim kurulu toplantısı vardı. Toplantı sonrasında da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bakan Yardımcısı Serdar Çam, AA?Genel?Müdürü Şenol?Kazancı ve Genel Müdür Yardımcısı Metin?Mutanoğlu ile bir dizi görüşme yaptık.
Aslında perşembe günü Ankara’da bir işim yoktu. Hemşerimiz Sinan Burhan’ın başkanlığını yaptığı Anadolu Yayıncılar?Derneği’ nin ‘5. Anadolu Medya Ödülleri’ Töreni vardı. Cumhurbaşkanı’nın da katılacağı törene davetliydim. Benim davetli olmamdan çok refikimiz Kayseri Anadolu Haber Gazetesi ‘Yılın Yerel Gazetesi’ ödülüne layık görülmüştü. Ödülü de gazetenin sahiplerinden kardeşim?Metin?Kösedağ alacaktı. Ödül törenine katılmaktan çok, ‘Metin’in yanında olmak’ istediğim için Ankara’da bir gün daha kaldım.
O gün de TOBB?Başkanı hemşehrimiz Rifat Hisarcıklıoğlu ve eski valilerimizden Mevlüt?Bilici ile görüştük. Sağolsun MHP?Kayseri Milletvekili Baki Ersoy ödül törenine katılacak 7- 8 meslektaşımızı yemekte ağırladı.
Tam da ilk günün yoğun trafiği içerisindeyken Boydaklarla ilgili ceza ve şirket müsadere kararının Ankara İstinaf Mahkemesi’nce onandığı haberi düştü. Haberle ilgili ayrıntıları herkes okumuştur. Tekrarlayacak değilim.
Tek tek sıralamaya gerek yok, şüphelilerin tamamı 5 yıl ve üzerinde bir cezaya muhatap oldukları için ilk dereceli temyiz mahkemesi olan İstinaf’ın kararı ile iş bitmiyor. Karar şüpheli avukatları tarafından Yargıtay’ın ilgili dairesine gönderilecektir.
Yani Boydaklarla ilgili ceza ve müsadere kararının temyiz süreci en iyi halde yıl sonunu bulur. İstinaf temyizi neredeyse 17- 18 ayı buldu. Yargıtay’ın özellikle FETÖ?davaları ile ilgili dosyalara bakan dairesinin iş yükü oldukça fazla. Yıl sonuna kadar bir karar çıkarsa aile şükretsin.
Yargıtay kararının nasıl çıkacağını kestirmek zor. Geçtiğimiz yılın 18 Ağustos’unda ‘Boydakların AİHM?Hesabı’ diye bir yazı yazmıştım. O yazıda da mealen ‘Bilmemiz mümkün değil ama, temyiz mahkemesi kararı onarsa aile iç hukuk yollarının tamamlanmasından sonra mutlaka AİHM’e gidecektir.’ demiştim. O yazının asıl içeriğini ‘çift hesaplar’ oluşturuyordu.
Vay sen misin yazıyı yazan, Mustafa Boydak ertesi gün Twitter’den söylenmedik laf bırakmadı. İtham etti. Ama ithamını ispata çağırdım, ‘İspatlamazsan müfterisin’ dedim. Daha sonra da ‘Bizimle uğraşma, bizim zaten canımız yanıyor’ türünden bir cevap vermişti.
Aile, dilerim bu yazdıklarımı da yanlış anlamaz. ‘İhsası rey’ de bulunacak makamda değilim; ya da keramet gösterecek halim yok, ama ‘görünen köy kılavuz istemez’ mantığıyla hareket edecek olursak, İstinaf’ın kararı Yargıtay’ca da onanır.
Sonra tekrar bir dereceli mahkemeye dosyanın gelmesi, tekrar temyiz ve nihayet Yargıtay Ceza Davaları Dairesi’ne yapılacak itirazı AYM’ye yapılacak nihai itiraz süreci izleyecektir.
Yani sizin anlayacağınız Boydaklar ve eski şirketleri ile ilgili kararın kesinleşmesi bana göre 2021’in sonunu bulur.
İnsanların haberleşme hürriyeti elbette anayasa ile teminat altına alınmıştır. Hukuki bir ihlal varsa gerektiği zaman hesabını vermek üzere insanlar sosyal medya hesaplarında her türlü paylaşımda bulunabilir. Hukuki bir ihlal varsa bedelini de öderler.
Mustafa Boydak’ın başlattığı yeğenlerinin sürdürdüğü bir uygulama dikkatimi çekiyor son aylarda. Maşallah Boydak soyadını taşıyan beş- altı isim Twitter hesaplarından sürekli bir şeyler paylaşıyorlar. Bu paylaşımlar daha çok FETÖ?yargılamaları ile ilgili olumsuz ifadeler, hükümet aleyhine, daha çok da ekonomik olumsuzluklarla ilgili paylaşımların beğenilmesi türünde devam ediyor...
Elbette aile mensuplarının iktidarı alkışlamasını beklemiyorum. Aynı iş benim başıma gelse ben de alkışlamam, ama sanki birilerine ‘laf yetiştiriyorcası’na hemen her gün iğneleyen, gıdıklayan paylaşımlar yapmaz, hukuki süreci takip ederim...
Bazen günlük, ara ara ise günaşırı Erciyes?Anadolu Holding CEO’su Alpaslan?Baki Ertekin ile, Mustafa Boydak’ın Twitter hesaplarına bakıyorum. Doğal olarak son ‘onama’dan sonra da baktığım ilk yer burası oldu.
İki isim aslında ayda birkaç defa aşıkların atışması gibi ‘karşılıklı’ atışıyorlar. Son onama kararından sonraki atışma, olayın büyüklüğü nedeniyle daha da sert oldu. ‘Bak Mustafa, Bak Alpaslan?Baki’ filan gibi hitaplar da vardı atışma içeriğinde...
Alpaslan?Baki Ertekin’in paylaşımındaki iki konu dikkatimizden kaçmış. İlk defa o paylaşımlarda gördüm.
Birincisi şüpheli olan aile mensuplarının şahsi mal varlıkları, ikincisi de sanıyorum yüzde 20 kadar olan Türkiye Finans Katılım Bankası’ndaki hissenin müsaderesi talebi...
Adliyeye intikal etmiş böyle bir talebin olduğunu ilk kez duydum. Bankacılık konusu uluslararası hassasiyet ve ekonomik göstergeler nedeniyle ‘ince’ bir iş. Şahsi malların müsadere talebi ise , yerel mahkemece uygun bulunursa aile fertleri artık birçok noktada kıpırdayamaz olurlar...
Tabi dosyanın içeriğinde ne var bilmiyorum. Daha doğrusu böyle bir talebin olduğunu üç gün önce öğrendik.
Ben Mustafa Boydak başta, aile fertlerinin yerinde olsam, sosyal medyada ona buna laf yetiştirmek yerine, hukukçulara, dosyaya odaklanırım. Elbette onların adı bir yerde geçiyorsa cevap versinler, mahsuru yok; ama bu işi de bir yarışa dökmemek gerek.
Erciyes?Anadolu Holding’in yetkililerinin önümüzdeki beş- on gün içerisinde 2019’u değerlendireceklerini sanıyorum. Ama özellikle Alpaslan?Baki Ertekin’in görevde bulunduğu 2 yılı aşan süre içerisinde Holding’in genel göstergelerinin iyi olduğunu şahsen gözlüyorum. Elbette böyle profesyonel yönetilen bir şirketin bilançolarında maniplasyon yapılmaz. Bu cihetle Boydak Ailesi’nin bazı fertleri sosyal medya üzerinden bir yarışa gireceklerine, olayın hukuki sürecini takip etsinler.
Sonuçta yargı onların lehine karar verirse (gidişat aksi yönde gibi) gelir ve gerçekten iyi yönetilmiş mallarının başına geçerler.
Detaya girmeden bir not daha aktarayım. Mustafa Boydak, maşallah yerel basını iyi takip ediyor. O her ne kadar hoşuna gitmeyen yazı yazanları, ‘duygusallıkla’ itham etse de, eminim kendisi böyle bir ilişki içerisine girmez.
Dilerim Boydak Ailesi ve şirketleri ile ilgili yargı süreci uzamasın ve ‘hak yerini bulsun’ .