Önceki gün bir olay meydana geldi. Özeti şu; bir sokak köpeği yaralı halde sokakta bulundu, bir gönüllü kuruluş temsilcisi Melikgazi Belediyesi ekiplerine haber verdi. Belediye ekipleri sokak köpeğini aldı ve ERÜ Veteriner Fakültesi hastanesine götürdü. Hastanede hayvana bakan doktorlar bunu tedavi etmek için ilacımız yok diyerek hayvanı Melikgazi Belediyesi ekiplerine geri verdi. Bunun üzerine ortada kalan hayvana da bir özel veteriner kliniği sahip çıkarak gönüllü olarak tedavisini üstlendi. Bunun da haberi önceki gün akşam KENT TÜRK TV Ana Haber Bülteni’nde yayınlandı.
Sonra ne oldu?
Sonra bu haberin VİCDANSIZLAR başlığıyla yer aldığı Kayseri Gündem gazetesinin başlığı insan olan herkesin vicdanını rahatsız etti. Bu durumdan tedirgin olan ERÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah İnci de, hastane doktorlarına ve yetkililere bir araştırma yapılması talimatını verdi. Araştırma sonrası evlere şenlik komik ötesi ve ASLA DOĞRU OLMAYAN ve YALANLARDAN İBARET bir soruşturma sonucu da Dekan Prof. İnci’ye sunuldu. Prof. Dr. İnci de bu soruşturma raporuna güvenerek gazetemize saygısızca bir şekilde YALANLAMA gönderdi. Ama ben bunu aynı şekilde aracı olan görevli kişi vasıtasıyla Prof. Dr. Abdullah İnci’ye iade ettim ve “asıl hocam olayı bilmediği ve olay sonrası gelişmeleri de bilmediği için bu önüne getirilen bilgilere inanıp bizleri ve haberciliğimizi rencide etmiştir asıl YALAN bu açıklamanın kendisidir, yarın da ASIL YALANCI SİZSİNİZ diye haber olarak da kamuoyuna bu durumu duyuracağım” dedim. Bugün de bu haberi yaptık zaten.
Gönül isterdi ki, hastanedeki görevli doktorlar, gerçekte olanları Dekan Prof. Dr. İnci’ye aktarsınlar ve sonrasında da karşılıklı ortak bir yol bularak uygun bir açıklamayla olayı daha ılımlı şekilde çözüme kavuşturalım. Ama olmayan işleri olmuş gibi kitabına uydurup resmi yazışmaları ve kayıtları vesaireyi yapan doktorlar sonra da buna uygun bir yanıt içeren rapor yazıp vermişler Dekan İnci’ye. Ama olmadı zira onların “şunlar şunlar oldu dediği süreçte o sokak hayvanı başka bir özel klinikte tedavi ediliyordu.”
Bunu bilmedikleri için, biz yazarız Dekan da buna inanır haberi yazan gazeteyi de iyice bir rezil edip YALANCI durumuna düşürürüz diye düşünmüş olmalılar. Ama bilmeleri gereken bir şey var ki, onlar nasıl ki her biri çok iyi hekimler ise biz de fena gazeteciler değiliz, işimizi ve karşımızdakilerin neler yapabileceklerini iyi bilir hesap eder ona göre yazar çizeriz. Ve şimdi hastanedeki doktorların güya araştırıp Dekan Prof. İnci’ye sundukları raporda yer alan bilgilerin hepsi boşa çıktı ve rapor açığa düştü çünkü hepsi yalan. Sadece hayvanın bir ön kontrol yapıldığı doğru zaten ondan sonra da ilacımız yok diye belediye ekiplerine teslim edilmiş.
Sonrası da zaten dediğim gibi televizyon haberlerinde ayrıntılı olarak yer aldı. Yani o uyanıkların söyledikleri ve çizmiş oldukları mizansenlerin olma ihtimali hiç yok ve fiziken de olma şansı yine hiç olmadı. Ve bu arada şunu da söyleyeyim ki, olmaz da hani olursa eğer yani faküldeki akademisyenler, veterinerler, doktorlar yalanları ortaya çıktığı için, bu hayvanı ilaç yok diye sokağa terk ettikleri için haklarında yazılıp çizilmesinden dolayı duydukları rahatsızlıkları birilerine hatta bir kişiye bile mal edip sıkıntı yaratırlarsa bunun da yine hesabını bu satırlardan ve yasal yollardan sorarız. Zira hiçbir yer ve makam kimsenin babasının çiftliği değil ve o makamlar oturanlara güç verip başkalarına eziyet edilsin diye de değil.
Aksine iş yapılsın hizmet edilsin diye.
Ha bu arada, Veteriner Fakültesi’nin Melikgazi Belediyesi ile “sokak hayvanları tedavi ve bakım anlaşmasını”iptal etme bazı tehditler ile benzeri yükselişleri duydum, inşallah böyle bir şeye kalkışan olmaz. Çünkü o zaman tepki gösterenlerin arasındaki en son halka ben olurum, ulusal tepkinin içinde. Zira oralar sizin canınızın istediğine göre iş yapacağınız ve çuvallayınca da başarısızlığınızı tehditlerle bastırmaya kalkabileceğiniz şekilde babanızın çiftliği falan değil. Öyle olduğunu düşünüyorsanız, hiç durmayın buna göre hareket edip atımlarınızı atın. İnanın bana sokak hayvanlarına bakımı reddeden ve bunun sözleşmesini iptal eden ilk ve tek Veteriner Fakültesi olarak TARİHE GEÇERSİNİZ ve tabi bu fakültenin dekanı olarak da.
Ve çok merak ediyorum gerçekten takdir ettiğim başarılı akademisyen ve ERÜ Rektörü olan Prof. Dr. Mustafa Çalış bu “şark kurnazlığı” kokan uyanıklık sonrası Dekanın ve hastanenin yalancı durumuna düşürülmesine sebep olanlar hakkında ne yapacak? Zira soruşturması çok basit, Melikgazi Belediyesi’nin ekipleriyle görüşülecek, sonra aradaki ismi geçen kişilere sorulacak gerçek anında ortaya çıkar zaten.
Bekliyorum.
Ayrıca şunu da söylemezsem olmaz;
Hani Dekan Bey, sözde yalanlama metninin sonunda bizi yalan haber yaptığımız için vicdansızlıkla suçlamış ya, umarım şimdi anlamıştır, gerçekte asıl yalancıların ve vicdansızların kimler olduğunu! Anlamışsa durumu kurtarmak adına senaryo yazıp sonra da oynayanları bir kere daha araştırıp soruştursun, o zaman görür gerçeği diye düşünüyorum.
Eğer bu kabil şark kurnazlıklarının üstüne gidilmezse, Veteriner Fakültesi daha çok medyaya konu olur, malzeme olur. Ama soruşturma gerçekten düzgünce yapılırsa o zaman herkes bilir ki, yanlış yapanın yanlışı yanına kalmıyor ve herkes görevini layıkıyla savuşturmadan yapma gayreti içinde olur.
Ve işte o zaman ERÜ Veteriner Fakültesi’nin hastanesi zengin süs köpeklerinin değil gariban sokak köpeklerinin de şifa bulduğu hastane olur! Ve inanın bunun hayır duası zenginin parasından daha da evladır. Tabi inancınız varsa!