SP'li Sinan Aktaş Kayseri Net Haber’in sorularını yanıtladı
İşte Sinan Aktaş’ın röportajı:
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1969 yılında Kayseri Talas Süleymanlı köyündenim. Emirgan'ın arka tarafındaki Ticaret Lisesi var. Merkez Ticaret Lisesi oradan mezun oldum. Daha sonra Bursa Uludağ Üniversitesi bilgisayarlı muhasebe bölümünü bitirdim. Akabinde de Anadolu Üniversitesi işletme mezunuyum. Evliyim 3 tane çocuğum var. E-ticaret ile meşgulüz.
Siyasete ne zaman ilgi duymaya başladınız, neden Saadet Partisi?
Biz zaten ailece efendim Nasıl söyleyeyim? Inancımıza çok hassas olan ve temelde zaten o şekilde yetişen birisiyim. Ben Hatta şöyle söyleyeyim. Ben çocukluğumda burada Hayrullah hafız vardı. Her sene hatimle namaz kıldıran birisiydi. Yanıkoğlu Camii'nde, Hunat Camii'nde de devamlı biz çocukken gider onda sureleri Kur'an okumayı bilen ondan öğrenmiştik. O şekilde yetiştik yani inancımıza karşı hassas ve ona sahip çıkacak o düşünce ile yetiştik. Ben 1994'te Refah Partisi ile siyasetle tanıştım. Bursa'dan sonra babam işi münasebetiyle Alanya gitmişti. Biz de Bursa'dan Alanya’ya geçtik o yıllarda orada ticari faaliyetlerinmizi yürütüyorduk. Bu arada işte Refah Partisi ile tanıştık gidip geliyor. Yani yönetim kurulunda olmasak da bir ilgimiz alakamız vardı. Daha sonra o süreç devam ederken 2001 yılında da resmi olarak Alanya'da Saadet Partisi'nin yönetim kurulunda girerek, siyasete başladık. 20 senedir buradayız. 2010-2016 yılları arasında 6 yıl Alanya İlçe Başkanlığı yaptık. 2016'dan bu tarafa da Melikgazi ilçe başkanlığını yürütüyoruz. 2019'da da işte Melikgazi belediye başkan adaylığımız oldu.
Siyasette tayinle gelen başkan diyibilir miyiz size?
Buradaki arkadaşlarla tanışıyoruz. Biz oradan işinizi evimizi buraya nakil edince arkadaşlar da dediler. Ya sen Melikgazi ilçe başkanlığımız yürütür müsün? Mahmut Arıkan başkanımız görüştü bizle Tabii ki dedik, öyle başladık.
Siyasi ittifaklara nasıl bakıyorsunuz. Partinizin bu konudaki tavrı nedir?
Şöyle söyleyim. Herkes Saadet Partisi'ni bir ittifakın içinde zannediyor aslında biz şu anda ne Cumhur ittifakı’nın içerisindeyiz zaten. Ne de millet ittifakı'nın içerisindeyiz. Yani bizim hangi ittifakın içerisinde olacağımız seçim sathı mahalline girildiğinde o şekillendiğinde açığa çıkacak bir durum. Bizim ittifakların içinde bulunmamızın en birinci temel gerekçesi de baraj yüzde onluk seçim barajıdır. Yani hiç kimse şunu şöyle düşünmez ya Saadet Partisi işte CHP ile İYİ Parti ile bir ittifakın içerisindedir. Bu bir zaruretten dolayı oraya gidiyoruz. Hangi zaruretten dolayı seçim barajında dolayı, bugün seçim barajı sıfıra indirilmiş olsa biz belki de hiçbir ittifakın içerisine girmeyeceğiz. İttifakların içerisinde olmamızın bir temel gerekçesi bu başka bir şey değil. Bir diğer ikinci bir gerekçesi de Cumhur ittifakı ülkeyi kutuplaştırıyor şu anda özellikle kendi tarafında durmayanları ya PKK'dan yana itekliyor ya FETÖ'den yana itekliyor. Yani ya da işte vatan haini olarak itham ediyor. Böyle olunca Saadet Partisi burada kutuplaşmanın Biz Aslında Cumhur ittifakı içerisinde de yer alırız. Bizim şartlarımızı kabul ederlerse ama birinci şart Kutup bırakacaklar. Yani hiçbir siyasi partiyi ötekileştirmeden itham etmeden vatan haini demeden işte fetö'cü PKK ile işbirlikçi şeklinde itham etmeden bir siyaset yaparlarsa ki sadece şartımız bu değil tabii ki onun dışında özgürlüklerin hürriyet'in bugün insandan hiçbirisi aklına gelen içindeki şeyi rahatça ifade edemiyor. Bir bakıyorsunuz kapınızda polis belirmiş ya da bir bakıyorsunuz. Sayın cumhurbaşkanının avukatları dava açmış. Yani diyorlar ki her şeyi konuşuyorsunuz ya konuşuyorsunuz da sonucu ne oluyor ya sonucunda bir şeyler oluyor ya o bakımdan insanları rahat değil. Üçüncüsü de Adalet. Ülkede adalet yok çok açık ve net söylüyorum, kesinlikle adalet yok. Bakın kaç senedir kadın cinayetleri işleniyor hala devam ediyor. bakıyorum 40 bıçak saplamış kadına öldürmüş Hakim iyi halinden cezasını indirmiş böyle komedi olabilir mi? Ondan sonra da çıkıyorlar işte İstanbul sözleşmesi ya İstanbul Sözleşmesi kaç senedir var bu ülkede neye engel oldu. Önemli olan sözleşmeler değildir. Yasalar elbette önemlidir ama uygulamadaki fiiliyatta ki şey önleyebilirseniz, birisi bir suç işlediğinde onu hakkıyla cezalandırabilirseniz ancak bir sonraki benzer suçu önleyebilirsiniz. Türkiye'de böyle bir şey yok ondan sonra da işte İnsanlar kendileri Adalet tecelli etmeyince televizyondaki bir takım programlara kalıyor bazı şeyleri yapmak maalesef. Ondan sonra üretim geliyor. Tarıma önem vermek. Ekonomiye önem vermek. Bizim olmazsa olmazlarından birisi kesinlikle borçlanmayacağız. Bizim en önemli özelliklerimizden birisi borçlanmam üzerine ekonomik programı hazırlamak. asla borçlanmaya caksınız. Şunu söyleyeyim ya şu diyebilirsiniz işte ya siz Cumhur ittifakına bu şartları koyuyorsunuz ama millet ittifakında ittifak yaptığınızı onlar bunu kabul ediyorlar mı? Öyle bir durum olduğunda onlar da bunu yapmak zorundalar yoksa biz onlar da gerekeni yaparız. Biz hak neyse o tarafta dururuz.
Bu ekonomik koşullar Pandemi'nin Türkiye'ye etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekonomimiz bitik. 2 trilyon lira civarında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2001'den bu tarafa Ak Parti’nin borçlandırılmış olduğu çok ağır bir borç yükü zaten var. Bir de bu çıkan salgın dolayısıyla işte bir takım tedbirler alıyoruz diye kapanmaya gidildi. Iş yerleri kapatıldı. Sonra işte virüs mevzusundan dolayı sanayicilerimiz bir müddet yurt dışına ihracat noktasında sıkıntı çektiler.
Esnaflarımızda ciddi anlamda sıkıntı yaşandı. İktidar son zamanlarda belli bir kesime çok küçük bir kesime; berber, lokantalar belli kesimlere 1,5 yılın toplamında 6-7 bin lira gibi yardımda bulundu. İki parçada ama bu yetmez. Yani bugün en küçük işyerinin 2000 lira kirası var. Sadece kiranız bir buçuk yılda 32 bin lira yapıyor. Elektriği, suyu personel parası, vergiydi, muhasebe idi. Artık bunları bağ-kur prim iyiydi ki sadece bağ-kur primi şu anda 1100 lira o bakımdan tamam 6-7 bin lira verdi bu yetmez. En azından mağdur olan esnafların bu süre zarfı içerisindeki tüm giderlerini karşılanması gerekirdi.
Avrupa devletleri bu konuyu çok güzel bir şekilde açtılar. Çünkü çoğu zaten güçlü ülkeler ihracatları ticaret hacimleri çok yüksek olan ülkeler olduğu için onlar çok fazla etkilenmedi. Bunda ama biz çok ciddi etkilendik. Birçok esnafımız battı, gitti. Yani ciddi bir batan esnaf oldu. Kayseri'de çarşıyı gezerseniz ne kadar boş dükkân olduğunu görülecektir. Sürekli daha bu boş dükkânların attığını herkes görebilir. Ama herkes koltuğunda oturuyor, belediye başkanları, şehri yönetenler, çıkıp gezip de hiç bakmıyorlar. Batan batar yenisine yeni geldi umurlarında değil yani çok fazla ciddi tahribat oldu.
Erken seçim konuşuluyor sizce erken seçim olur mu?
Erken seçimin olabilmesi için bir kere şu anda Cumhur ittifakı’nın tarafında olanlar sürekli anket yaptırıyorlar. Önlerine gelen rakamlara bakıyorlar, eğer kendini tatmin edecek bir rakam gelirse hemen 3 ay sonraya seçim kararı alırlar hiç beklemezler. Ancak şu anda önlerine gelen rakamlar kendilerini çok tatmin etmediği için ilk seçimde daha avantajlı olabilmek için işte Anayasa değişikliği gündeme getiriyorlar bir takım seçim kanununda değişiklikler gündeme getiriyorlar seçim barajının düşürülmesi falan gibi bunlarla ilgili bir takım düzenlemeler yapmaya çalışıyorlar. Bu arada da kendilerinin oylarını yukarıya çıkartacak bir takım argümanlar geliştirmeye çalışıyorlar. Ben şahsen seçimin şu an itibariyle normal zamanında yapılacağını düşünüyorum.
Kayseri iyi yönetiliyor mu sizce iyi temsil ediliyor mu Ankara'da?
Bence hiçbir şekilde iyi temsil edilmiyor. Çok yakından takip ediyorum hiçbir projeden Kayseri nasibini almıyor. Geçtiğimiz gün AK Parti İl Başkanı Sayın Şaban Çopuroğlu bir televizyon programındaydı. Aynı şekilde benzer bir soru yöneltildi. Onun söylediği şeyler şu: Talas Anayurt'ta tramvay hattı yapılıyor, hastaneye tramvay hattı yapılıyor, şehir Hastanesi'ni yaptık, dedi. Erciyes’te sıcak su yapıyoruz, dedi. Benzer bir takım şeyler… Bunlar vatandaşın beklediği istediği yatırımlar değil. Yani Mesela hızlı tren bir kere gelmedi, beceremediler yapamadılar. Bir türlü Kayseri'ye hızlı tren yatırımını getirmeyi beceremediler. Kayseri’nin 10 tane milletvekili var. Hiçbirisi bunu başaramadı. Hadi muhalefet partilerinin yani işte birisi 2 tane milletvekili var diğerlerinde de 2 tane milletvekili var. Tamam onlar iş başında değiller. Onlar anlıyorum ama mesela Özhaseki yıllardır AK Parti'nin içerisinde genel başkan yardımcılığı yapmış, bakanlık yapmış birisi. Mustafa Elitaş Grup başkanvekilliği yapmış bakanlık yapmış birisi. Bunlar Eğer Kayseri'ye böyle bir ciddi bir projeyi getirecek ağırlığa sahip olamadılarsa tekrar tekrar bu adamları seçmenin de bir anlamı yok. Değiştirmek lazım yani bu işi başarabilecek birisini oraya getirmek lazım.
Yani birincisi hızlı tren. İkincisi de Kayseri'de işsizliği bitirecek projeler ortaya koymaları lazım. Yatırımcıları buraya çekmeleri lazım. Yabancı yatırımcı olabilir. Gerekse ülke içerisindeki işadamlarının Kayseri'ye yatırım yapması lazım. Yeni yeni üretim tesisleri kurulsun ki Kayseri'de işsizliğin önüne geçilebilsin. Kayseri'de işsizlik şu anda 150.000 rakamları civarında. Bu artmaya devam ederse şehirdeki asayişi sağlamak da zor. Yaşayabileceğimiz birçok sıkıntılar ortaya çıkar. Bunun önüne geçebilmesi için insanlara iş imkanı sağlayacak ortamlarının oluşturulması lazım bu da başarılabilmiş değil.
Mesela Milliyetçi Hareket Partisinin kaç tane milletvekili var? Türki Cumhuriyetleri karış karış gezseler de oradan buraya yatırımı çekmeye çalışsalar orada birçok Petrol zengini, doğalgaz zengini ülkeler var. Oralardan yatırım çekilebilir buraya mesela. AK Parti Avrupa'dan Ortadoğu'dan İslam ülkelerinden yani yatırım dediğiniz üretim anlamında, söylüyorum gelecek buraya fabrika kuracak üretim yapacak. Bizim insanlarımıza iş verecek bu konuda hiçbir şey yapmadılar.
Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu Serbest Bölge’nin de başkanı. Kaç kişiyi orada işe aldırdı ya da serbest bölgede 70-80 tane şu anda aktif fabrika var. 80 fabrikayı 81 yapabildi mi? Yönetim kurulu başkanının görevi nedir? Oradaki üretici sayısını ve istihdamı artırmak gerekir.
Sayın Memduh Büyükkılıç, Büyükşehir Belediye Başkanı onda da mesela hiçbir şey göremiyoruz. Yani sürekli geziyor dolaşıyor. Bir takım organizasyonlar yapıyor mesela bisiklet organizasyonu yapıldı. Geçen gün Vekse de yanlış hatırlamıyorsam. Erciyes ile ilgili de bir hayli önümüzdeki gün bazı sportif faaliyetler bisiklet organizasyonları olacak yapılan açıklamalarda gördüm. Ben şimdi Kayseri'de bu tip sportif faaliyetler yapıldığında Ben olsam şahsen bir kere şehrin bir başında başlatırım bisiklet turunu ve bu tür şehrin belli noktalarını turlar. Şehrin merkezinden geçer. Bizim tespit ettiğimiz bir de Kapalı Çarşı'nın oradan geçer. Bu arada bu tur yapılırken de belli ulusal kanallardan da bunu canlı olarak yayınlarım. Siz bunu yapacaksınız ki insanlar Kayseri'yi görecekler. Kayseri'nin Kapalı çarşısı'nın görecekler. Meydanı görecekler Hunat’ı görecekler Cami Kebir’i görecekler. Efendim Erciyes'i görecek, nasıl görecek ya sen bu bisiklet organizasyonu yapıyorsun ama kendin çalıp kendin söylüyorsun. Bunu dünyaya göstermen lazım ki yani bir nevi pazarlamanın lazım.
Kayseri'de belediyecilik ne durumda yapılabiliyor mu büyük şehirlerle ya da yurtdışındaki şehirlerle karşılaştırdığınızda durum nedir?
Kayseri'de belediyecilik çöp toplama işte kentsel dönüşüm işi yapma asfalt dökme yol açma klasik belediyecilik. Bunun dışında ekstra ne yapıyorlar? Sayın Palancıoğlu diyor ki okul yapmak bizim görevimiz değil. Sağlık ocağı yapmak bizim görevimiz değil. Cami yapmak Kur'an kursu yapmak belediye olarak bizim görevimiz değil ama hayırseverler geliyorlar. Bizde bu işin ucundan tutuyoruz diyor. Hasbelkader de o işleri yapıyorlar. Aslında gelmeseler onu da yapmayacaklar. Buradan o çıkıyor.
Ulaşımla ilgili mesela bir örnek vereyim yine Melikgazi Belediye Meclisinde bir tanesi dedik ya Sayın başkanım ulaşımla ilgili sıkıntı var. İnsanlar üst üste gidiyor. Otobüste, tramvayda üst üste gidiyor yetersiz. Bu konuyla ilgili ne yapacaksınız? Bir çözüm üretelim. Tamam Melikgazi belediye ulaşımla ilgili değilsiniz. Ama Büyükşehir Belediyesinde de temsil ediyorsunuz. Orada gündeme getirip bu işi çözme noktasında gayret edebilirsiniz.
Onun dışında da benim gördüğüm ekstra ekstra hiçbir şey görmüyorum daha önce ben Avrupa'da olan ve Kayseri'ye uygulanması için Sayın Palancıoğlu bir öneride bulunmuştum. Sokak aralarındaki çöp kovaları var bir de yeraltı konteynırları koymuşsunuz. Bunlar kaldırın her konut kendi Çöp kovasını kendisi alsın kendi binasının içerisinde tutsun çöp arabasının belli bir saati var zaten o bir o sokağa gel bina görevlisi ya da ev sahibi o saatte çöpünü kapıya çıkarsın diye söyledim yanlış hatırlamıyorsam 2 sefer söyledim. Buluştuğumuzda uygulanamaz dedi. Ama uygulanıyor, Alanya belediye başkan yapıyor bunu. Avrupa'da 30 senedir 40 senedir yapılıyor.